1. biraz
Biraz sakinleşmelisin.
Biraz bekleyiniz ve hattan ayrılmayınız, lütfen.
O biraz daha uzun kalmam için bana baskı yaptı.
Biraz kapıyı aç!
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
Gerçekten biraz gözleme yemeliyim, derhal!
Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Ben ona biraz nasihat vermeye çalıştım fakat o bana şiddetle kötü davrandı.
Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.
Bestenin bu bölümünün biraz gerçek beceriye ihtiyacı var.Bunun piyanoda nasıl çalınacağını öğrenmek uzun zamanımı aldı.
Ben evin biraz sallandığını hissettim, sen hissetmedin mi?
Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.
Lidia; Magdalena, Ania, Piotr ve Lech'e biraz yemek pişirebilir misin?
Kapı uymuyorsa, düzgün şekilde kapanana kadar ahşabı biraz rendelemek zorunda kalabilirsin.
Annem yeteri kadar masum bir halde "Biraz daha bira ister misin?" diye sordu.
Türkisch Wort "some"(biraz) tritt in Sätzen auf:
alışveriş - miktarlar