1. sürücü
O, sürücü sınavını geçemedi.
O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.
Sürücü belgemi geçen ay yenilettim.
Onun iyi bir sürücü olduğunu düşünüyor musun?
O kötü bir sürücü.
O, bir sürücü olarak demir yolunda çalışır.
Türkisch Wort "sjåfør"(sürücü) tritt in Sätzen auf:
Yrker på turkisk