das Wörterbuch Polnisch Minus türkisch

język polski - Türkçe

żaden kreuzten Beinen:

1. Hiçbir


Hiçbir şey olmadı.
Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.
Bugün başladı ve çok mutluyum, çünkü Eylül'e kadar hiçbir okul günü yok.
Hiçbir kültürel geçmiş, sanatı anlamak için gerekli değildir.
Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.
O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.
Çok uğraşıyorum ama elime hiçbir başarı geçmiyor, dedi.
O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
Onlar müslümanlara hiçbir müslümanın kâfire karşı davranmadığı şekilde davranıyorlar.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
O, benimle konuşuyor gibi yaptı ama hiçbir şey söylemedi.
Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
Büyük jüri onu hiçbir şeyden suçlu olmadığına hükmetti.
Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.

2. hiç


Hiç kimse gelmedi.
Eskiden arabam vardı ama motosikletim hiç yoktu.
Sınavda başarısız olarak hakettiğin cezayı gördün,sınava hiç çalışmadın.
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmeden önce hiç İngilizce eğitimi almamıştı.
Elektronik sigaradan çıkan duman miktarı hiç fena değil.
Herhangi bir ev, hiç olmamasından daha iyidir.
Hiç uyumadan tam 24 saat çalıştım.
Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.
O, hiç tereddüt etmeden kendi arabasını sattı.
Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
Bazen sana uğramamın bir sakıncası var mı? "Hayır, hiç. "