1. zeki
Oğlunuz gerçekten zeki.
O, çok zeki bir çocuktur.
Çok zeki bir çocuğa benzemiyor.
John Bill'den daha zeki.
O çok zeki.
Thomas onu çok zeki olarak dikkate almadı.
O gerçekten zeki, değil mi?
O sahiden zeki, değil mi?
Keşke daha zeki olsaydım.
2. parlak
Güneş çok parlak.
Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.
En parlak olanı şu küçük yıldızdır.
Çok parlak bir kravat taktı.
3. çabuk öğrenen
Türkisch Wort "bystry"(çabuk öğrenen) tritt in Sätzen auf:
cechy charakteru