das Wörterbuch serbisch Minus türkisch

српски језик - Türkçe

донети kreuzten Beinen:

1. getirdi


Babam her sabah yürümeyi bir kural haline getirdi
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
Amcam bize yeni bir TV seti getirdi.
On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
Birisi bize bir miktar üzüm getirdi.
Bill bana bu kitabı getirdi.
Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
Bugünkü durumuma beni amcam getirdi.